ÖZEL | Son ankette katılımcıların yüzde 60'ı “asıl sorunun ekonomi” olduğunu söyledi. Ersan Şen “seçimi kazandıracak formülü” açıkladı: Bu üç grubun tatmin olması gerekiyor!
MYNET ÖZEL | Türkiye'de belediye yöneticilerinin atanması, normalleşme süreçleri ve ekonomideki gelişmeler gündemin en önemli konularını oluşturuyor; Muhalefetin “erken seçim” çağrıları her geçen gün artıyor. Hükümet şimdilik bu taleplere kapıyı kapatmış olsa da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olası adaylığı için masada birçok seçeneğin olduğu söyleniyor.
DİKKAT ASAL ARAŞTIRMA İNCELEMESİ
Hızla gelişen gündem vatandaşların kafasını karıştırırken; ASAL Araştırma'nın son araştırması trend yarattı. 10-14 Ekim tarihleri arasında 26 ilde 2 bin kişiyle gerçekleştirilen ankette katılımcılara şu sorular soruldu: “Türkiye'nin en önemli sorunu nedir?” Soru soruldu.
ANKET SONUCU: TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ SORUNU EKONOMİ!
Anket sonuçlarına göre toplumun yüzde 60'ı Türkiye'nin en önemli sorununun ekonomi olduğunu vurguluyor; Diğer seçenekler ise şu şekilde sıralandı;
Adaletsizlik: %9,5
Mülteciler: %4,4
İşsizlik: %4,0
Eğitim: %3,2
Ahlaki Yıpranma: %2,5
Terörizm: %2,0
Sağlık:%1,8
Kürtçe basımı: %1,3
Kentsel dönüşüm/Deprem: %1,0
Güvenlik/Koruma:%0,8
Demokrasi:%0.5
ASAL Araştırma'nın gerçekleştirdiği araştırmada toplumun büyük bir kesiminin ekonomiyi sorun olarak gördüğü değerlendirildi. ceza avukatı prof. Dr. Ersan Şen Mynet'e olağanüstü açıklamalarda bulundu.
Hükümetleri ekonominin belirlediğini vurgulayan Prof. Dr. Şen, yaklaşan seçimlerin “kazanan yol haritasını” sundu.
prof. Dr. Ersan Şen, Mynet'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
PROF. DR. ERSAN ŞEN: “ÜÇ GRUPTAN MEMNUN OLAN SEÇİMLERE DİKKAT ETMELERİ GEREKİYOR”
“Seçimleri kazanmak için üç grup önemlidir;
1) Gençler, 2) Tüccarlar, 3) Kadınlar.
Bu üç grubu memnun edecek politikalar geliştirenler, sürekli olarak bu kesimlerle ilgili projeler üretenler ve bu üç kesimi sürekli dinleyenler işin aslını yapıyor. Dünyanın her demokratik yerinde geçerli olan ve sizi iktidara getirecek siyaset anlayışı budur.
Bunun istisnası savaş ve güvenlik kaygılarıdır. İkinci durumda halkın kaygıları hükümeti belirler. Güçlünün yanında olmak istiyorlar.
GELECEKTEKİ MAAŞ ARTIŞI…
Merkez Bankası, enflasyon tahminini 2024 için yüzde 44'e, 2025 için ise yüzde 21'e çıkardı. Bakalım maaş artışı yüzde 25, belki yüzde 30 diye kim söylüyor! Sokakta yaşanan enflasyonun oranını ve etkisini sormaya gerek yok! Sayın muhalefet bunu düşünemez mi?
“MESAJ AÇIK: 'SABIR ÇIKIYOR, MİLLET KIZIYOR''
İlk kez 23 Eylül 2021'de faiz oranları düşerken enflasyonun da düşeceği söylendi. Şimdi çabalıyor. Yapmanız gerekeni zamanında yapmazsanız diyorsunuz. Mesaj açık; “Sabırlar tükeniyor, insanlar öfkeli, artık bir çözüm bulun ve bırakın inşaat sektörü çalışsın.”
“ÖNCE FAİZ ARAMALARI, SONRA ENFLASYON”
Faizler düştüğünde enflasyon da düşecekse Merkez Bankası 21 Kasım'da faizleri düşürmeli! Önce faizler, sonra enflasyon düşmüyor. Önce enflasyon düşüyor, sonra faizler düşüyor. Enflasyonu durdurmak için 3 adım var; mali çıkarlar, mali dengeli bütçe, yapısal reform kanunu, ihale mevzuatı, vergi adaleti, eğitim ve öğretim gibi. Bu üç ayak bir arada çalışmazsa fiyat istikrarı olmaz. Döviz topladığımız doğrudur ama ürettiğimizden kazandığımız, para bastığımız, tazminatsız yüksek faiz ödediğimiz, döviz aldığımız paralarla değil.
“EKONOMİ HÜKÜMETLERİ BELİRLİYOR”
Ekonomi dünyadaki tüm hükümetleri belirler. Ekonomi iyi gidiyorsa kimse bir şey konuşmuyor. ABD'de faiz oranları bu kadar yüksek olmasaydı ve insanlar geçim sıkıntısı yaşamasaydı Trump'ın kazanma şansı olur muydu? Peki neden 2023'te bizim için işe yaramadı? Muhalefet adayı hatalıydı, yanlış seçim stratejisi izlendi ve seçim bütçesi hazırlandıktan sonra kayıp kaçınılmaz oldu. Yoksa Mart 2024'te böyle bir değişiklik olur mu? Sayın Özel Mart 2024 belediye seçimlerinde şapkadan tavşan mı çıkardı?
“'EMEKLİLİK İÇİN PARAM YOK' DEDİ VE SEÇİMİ KAYBETTİ”
Sayın Cumhurbaşkanı emeklilere verecek parası olmadığını söyledi ve seçimi kaybetti. Muhalefet vatandaşın gelirini artıracak, hukuk ve demokrasiyi geliştirecek projeler hazırlarken, az eşittir diyerek etnik veya mezhep ayrımı yapmazken, milletin sorunu ortada. Bu nedenle ilkeler üzerinde çalışın ve gündemi elinizde tutun. Ekonomik plan yapmayı bilmeyenler ne yazık ki hükümetin gündeminin peşinden koşuyorlar, çünkü Meclis'te bu konularda bağırıp çağırmak daha kolay, entelektüel konuları konuşmak reformcu olmaktan daha kolay, müdahaleye gerek yok. çok çaba harcayarak.
Muhalefet; Seçimler yapılana kadar 3,5 yıl boyunca hükümetin aldığı hiçbir karara karşı bir şey yapamayacaklarını bilmeli, inatlaşmaya gerek yok, bu durumu hükümete değil halka açıklamalı, demokratik ve katılımcı yönetimin önemini anlatmalıdırlar. Sistem bittiğinde, çocuk sınavı geçse bile hükümetin onun kazanma şansını sözlü olarak belirlediğini açıklıyor.
“BAY ÖZEL DİKKATLE DİNLEMELİ”
Sayın Oğuz Kaan Salıcı güzel söylemiş; Herkese demokrasi dersi veren Sayın Özel, iyi dinlesin, bu sözlerin bir partili tarafından alenen söylenmesi önemli, millet öğrensin, kapı arkasında söyleyebilirsiniz, parti içinde kalsın, birlik ve beraberlik mesajı ancak otoriterliğe götürür, önce Parti içinde demokrasi olmalıdır. Sayın Lütfü Savaş konuştu diye onu sürekli ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edemezsiniz.
kojenerasyon; “Etnik kökene, mezhebe dayalı siyaset yapamaz, yaptığı için iktidar olamaz, mağdur kim olursa olsun, kişiselleştirmeden ilkeli bir tavır alınmalı ama kimlik siyaseti değil, ulusal siyaset yapılmalıdır”.